Yönetmenler: Yavuz Turgul..
İlk senaristlik deneyimi olarak Nazım Hikmet'in romanından Tosun Paşa (1976)'yı uyarlamıştır.
46 doğumlu sinemacı, önceleri gazetecilik, reklam metni yazarlığı ve Ses dergisinde yazı işleri müdürlüğü yapmış. Senaristliğe başladıktan sonra Şener Şen-İlyas Salman, Şener Şen-Kemal Sunal furyalarına senaryo yetiştirmeye çalıştı. Banker Bilo (1980), Çiçek Abbas (1982) ve Şekerpare (1983) senaryosunu yazdığı filmlerden üçü.
Senaryosunu yazdığı Fahriye Abla (1984) filmiyle yönetmenliğe de giriş yapmıştır. Bu film kariyerinde dönüm noktası olur ve bundan sonra yazdığı senaryoları kendisi yönetir. Çok sonra yazacağı Kabadayı (2007) hariç.
Fahriye Abla (1984)'yı takiben Muhsin Bey (1987), Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990), Gölge Oyunu (1992) ve Eşkiya (1996) çekilir. Eşkiya (1996), sadece yönetmenin değil Türk sinemasının başyapıtlarındandır. Çoğu filminde olduğu gibi başrolde Şener Şen yer alırken; dağdan inen bir eşkiyanın sevdiği kadın için geldiği İstanbul'la mücadelesi anlatılmaktadır. Şener Şen'e Uğur Yücel eşlik ediyor filmde.
Çok ses ve ödül getiren Eşkiya (1996)'dan sonra on yıl kadar sinemaya ara veren yönetmen Gönül Yarası (2005) ile dönüş yapar. Meltem Cumbul, Timuçin Esen ve tabii ki Şener Şen'in yer aldığı bir kadroya sahip film, köy okullarındaki çocuklara kendini adamış bir öğretmen ve kocasının gazabından kaçmış bir pavyon türkücüsünün hayatını anlatıyor.
Turgul'un daha sonra senaryosunu yazdığı Kabadayı (2007), Ömer Vargı yönetiminde sinemaya taşınıyor.
Son olarak da Şener Şen, Çetin Tekindor ve Cem Yılmaz'ın muhteşem oyunculuklarını izleme fırsatı bulduğumuz polisiye-dram türündeki Av Mevsimi (2010). Çoğu kişilerce Şener Şen'i adam ettiği iddia edilir durur ama bence onlar birbirlerini sırtladılar. Şener Şen olmasaydı Yavuz Turgul olur muydu, bilinmez..
Böylelikle Türk sinemasında belirli bir tarzı olan insanlardan biri olarak anılan, çok takdir edilen, çok saygı duyulan Turgul'un da kısaca bir filmografisine göz atmış olduk. Gerçi tarzı olan diyoruz ama, yönetmenliğe başlamadığı sinemacılık döneminde mizah yazarı gibi bir durum var.. Piyasa şartları öyle gerektirmiş demek ki. Ne zaman hikayesini kendi filme alma ortamı oluşuyor, hemen içindeki dramatik adamı salıyor dışarı..
10.03.2013