Breakfast at Tiffany's (1961)

Sevgiliyle Diyalog, Vol 1


E Filmi izlemeye başlamadan önce kitabı hatırlıyo muydun?
S Kitap çok söz sözdü, birileri bi şeyler diyordu hep... Yani bi hikaye hatırlıyo muyum?.. Hatırlamıyorum..

E Evet, kitap çok hikaye odaklı değildi, doğru, karakteri anlatıyordu daha çok, konuşmalarından tanıyorduk kızı... Kız için ne diyorsun peki?
S Ya o kız, hep mutsuz olmaya mahkum bence. Gerçi mutlu son oldu ama gerçek hayatta öyle bi şey var mı tartışılır yani... Hiç öyle bir şey görmedi kızın gözü. Yıllar yıllar.. En sonunda, e napiyim bari oldu...

E Öyle mi oldu yoksa, hani, gerçek aşkı anladı sonunda diye mi yorumlanmalı?
S Yok canım, ne anlaması, anlasaydı onu severdi. Oğlan kızı seviyo burada. Kız hala son dakikaya kadar gidiyordu başka adama, kedisini falan terk etti yani, iğrençti. Bıraktı sokağa...

E Ama şöyle, kız zaten diyor, bana aşık olmayın, ben öyle biri değilim diyor. Şimdiye kadarki bütün adamlara onu demiş. Kıza bakınca aslında, hani yalancı değil, kötü niyetli değil. Sadece kendisi için bi şeyler yapmaya çalışıyor.
S Kendi için istediği tek şey maddiyat! Onun doğrusu buydu yani. Aitlik değil! İşte kimse kimseye ait değildir falan diyor. Eyvallah yani ama, öyle bir dünyada değiliz, böyle bir dünya yok! Eğer sen öyle bir dünya yaratmaya çalışırsan kaybolur gidersin. Çünkü istediği adamlar evli adamlar, sana işte bilmem nerdeki köşkünü, villasını veriyor, ondan sonra başka ülkelere gidiyorsun... Bu karaktersizlik. Ha, neye göre, ahlaki, biz bu şekilde insanlar değiliz. Ben bunu bu şekilde eleştiririm. Aşk, sevgi, çoluk çocuk şeyi yok yani.

19.07.2018