Trois Couleurs BoxSet


Bu başlık aylar önce, ilk film Bleu için açılmıştı. İnternette denk geldiğim bir blogta küçük bi film yazısı bulmuştum. Tatlı bi iki paragraftı. Kim yazmış acaba, benim bloga koysam ya bunu diyerek buldum yazanı. Güzel de kız, geçtim iletişime, izin vermedi "Cinsiyetçi bi laf etmişim orda, yıllar önce yazdığım bi şey, kullanma" dedi. Hakikaten de biraz cinsiyetçi ama çok samimi bi cümleydi. Şu an öyle düşünmediği için izin vermemesine hak vererek konuyu kapattım. Fakat gelin görün ki, konu hakkında benim görüşüm de o şekil. "Kin tutmayan bir kadın nasıl olabilirdi? Sanırım Julie bizim dünyamız için ütopik bir karakterdi.."


Kieslowski'nin Fransız bayrağının renklerini kullanarak yaptığı (mavi-özgürlük, beyaz-eşitlik, kırmızı-kardeşlik) Trois Couleurs üçlemesi, Polonyalı yönetmenin en bilinen işleri. Filmlerin dili Fransızca, gerçi ikincide Lehçe'ydi baya.
"Filmlerinde günlük yaşantımızın sıradan, önemsemediğimiz kareleri yer aldı bir çok defa, aslında bunların bir çoğu basit zevklerimizdi. Krzysztof Kieslowski filmlerinden bahsetmişken filmlerindeki müziklerinin etkileyiciliğini unutmamak lazım." diyordu yazısını kullanmama izin vermeyen arkadaş. Üçlemenin müziklerinde Zbigniew Preisner imzasını görüyoruz.


Trois Couleurs: Bleu (1993)
Filmin başında ailecek geçirdikleri trafik kazasında, ünlü bir müzisyen olan eşini ve küçük kızlarını kaybeden Julie'nin hayatı anlatılıyor. Bir dizi psikolojik tedavi gören Julie, eşi hakkında sorular sormak isteyen muhabirlerden uzak durmak istemektedir. Eski hayatındaki her şeyi satışa çıkaran Julie, yeni bir apartman dairesine taşınır, yeni komşular edinir. Eşinin metresi olduğunu da sonradan öğrenecektir. Julie'nin kararları insanı hayata hayran bırakan cinstendir.
Juliette Binoche, Benoit Regent ve Florence Pernel.. 8..


Trois Couleurs: Blanc (1994)
Kahramanımız Karol, Fransız bir güzele aşık Polonyalı. Dil bilmez iz bilmez olduğu Paris'te, genç ve güzel karısı, cinsel aktivite yok diye Karol'u boşar. Mahkeme de bu ezik adamdan tek celsede kurtarır Dominique'i. Yetmiyo gibi Dominique iyice çirkefleşir ve polis peşine düşer Karol'un. Beş parasız, aranan ve boşandığı karısına hala aşık Karol, Mikolaj ile tanışır ve Polonya'ya yurduna kaçak döner. Hayatını bi güzel düzene sokup, intikam planları yapar Karol. Ama tek isteği deliler gibi sevdiği Dominique'e kavuşmaktır. İlk filmdeki Julie için söylenenin bi değişiği Karol'a geliyor: Bir adam nasıl bu kadar sevebilirdi? Julie gibi Karol da ütopik bir karakter..
Zbigniew Zamachowski, Julie Delpy ve Janusz Gajos.. 8..


Posterdeki adam Zamachowski değil mi acaba diye çok düşündüm, ne kadar başka halde orda.. Julie Delpy de ne kadar güzel yalnız, yaşlandıkça çirkinleşti bu kadın..

Trois Couleurs: Rouge (1994)
Serinin en dağınık filmi olarak yorumlayabileceğim üçüncü filmde, İsviçreli model bir kız var. Valentine, iş gereği Londra'ya gelmiştir, uzun mesafe ilişki sürdürür sevgilisiyle telefonda. Bi gün arabasıyla eve dönerken yolda bi köpeğe hafifçe çarpar. Tasmasından köpeğin kime ait olduğunu bulur ve sahibine götürür. Eski yargıç olan köpeğin sahibi, ilginç bir adamdır; Valentine'le Yargıç arkadaşlık kurar. Bir yandan da Auguste ve Karin'in hikayesi anlatılır. Karin, Auguste'u aldatacaktır ve bu hikaye Yargıç'ın hikayesini andırmaktadır.
Irene Jacob, Jean-Louis Trintignant, Jean-Pierre Lorit ve Frederique Feder.. 7..


Bazılarının üçlemenin en sevdiği filmi olan üçüncü film, bence üçüncü sırada gelir.. En güzeli ilki idi, ikinci de tatlı filmdi, üçüncü de güzel film işte..

220616