Birdman (2014)


Abimizin kafası gidik biraz, kendini kuş sanıyo.. Yani zamanında oynadığı bi karakteri, aşırı içselleştirerek oynamış, -ki zaten sokakta hala hatırlanması da bu yüzden- iç ses kalmış onda. Doksanların efsane Birdman'iymiş o, Riggan Thomson. Zamanında çok tutmuş ama artık geçti tabii modası.


Riggan, şu sıralar da bir tiyatro oyunu sahnelemek üzere. Uyarladığı hikayeyi kendi yönetiyor ve başrolde de kendisi var, biraz iddialı.. Provalar sırasında oyunculuğunu pek de beğenmediği yan rol arkadaşın kafasına spot düşüyor ve yeni birini buluyorlar. Diğer oyunculardan Lesley'nin sevgilisi Mike; Mike baya popüler, yapımcı Jake çok mutlu. Ön gösterimler kapalı gişe oynanıyor, ama her seferinde bir aksilik.


Riggan, eski popülerliğini geri istiyor, bir yandan para da kazanmak lazım, dahası da ergen kızı var - aynı zamanda asistanı, Sam; onla da ilgilenmesi lazım. İçindeki kuşu susturamıyor Riggan. Oyun ilk gösteriminde olay yaratıyor.
"Sen Birdman'sin oğlum, büyük düşün. Şimdikiler gibi değilsin sen, sen gerçektin, şimdikiler hep efekt.. Sen özelsin, sen yaparsın.." tadındaki iç ses, Riggan'ı hayata bağlıyor ya da tam tersi..


Sonunu çok beğenmediğimi belirtmek isterim, sırf "Hah, ne demek istedim anla hadi" durumu yaratmak için şey gibi bitirdi filmi Alejandro Inarritu. Ameros Perros (2000) ve 21 Grams (2003)'la bilinen abimiz yine karakterleriyle, ön plandaydı. Henüz izlemediğim Biutiful (2010)'da beraber çalıştığı yazarlarla beraber yazmış bunun da senaryosunu.. Ortaya koydukları Riggan karakteri, egosunun farkında ama ondan kurtulamayan, iç sesin gerçeküstü olduğunu bilen ama -uyuşturucu gibi- ondan gizli gizli zevk alan ve sonunda ağına düşen, kızıyla yeterince ilgilenemediğinin farkında olan ve eleştirmenlerden nefret eden bir aktör. Ve Michael Keaton da veriyor rolün hakkını.


Keaton'ın çok zorlanmadığını düşündüm film boyunca zira kendisi de doksanların başında Batman'di. Neticede yarasa da kuş. Kesin muhabbeti geçmiştir. Çok başarılı bir oyunculuk izlerken daha da başarılısı beliriyor diğer yandan; piç popüler aktörü oynamanın da Edward Norton'a koymadığını söyliycem de ona zor gelen bir rol var mı acaba. Adam ezip geçiyor. Oynadığı karakter normalde sertleşme sorunu yaşayan ama sahnede gerginliğini attığı için sorunu ortadan kalkan biri.
Sevgilisiyle sevişme sahnesinde gerçekten sevişmeyi öneriyor.

Sevgilisi de her filminde biraz daha aşık olduğum Naomi Watts. Çok büyük bir rolü yok ama ben anladım onun Riggan'dan hoşlandığını. Zaten Riggan'ın kızı Sam de onun sevgilisinden hoşlanıyo.. Sam'i de Emma Stone oynuyo, hani var ya, boğuk sesli, koca gözlü, çilli bebiş.. Esasen, filmi "Dur Emma'nın bi filmini izliyeyim, görmüyom ne zamandır.." diye eklemiştim izlenecekler listeme.. Ve bir de Zach var filmde, Galifianakis; ilk defa sakallarının ön planda olmadığı bi filmine denk geldim galiba.. Ama yine sakalı var tabii..


Filme normalde 8 verecektim ama sonundaki artistlikten dolayı bi puan kırdım. Oscar'da da 9 adaylığı var: en iyi film, yönetmen, senaryo, aktör (Keaton), yardımcı aktör (Norton), yardımcı aktris (Stone), görüntü, ses ve ses kurgusu dallarında yarışacak..

Norton ve Lubezki'nin sağlam aday olduğunu şimdiden düşünebiliriz.. Bu arada, kim bu Lubezki?! Geçen sene Gravity (2013) ile Oscar alan görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki..
Gravity (2013) için zamanında Gökhan Tiryaki'ye teklif gittiğini ve Kış Uykusu (2013)'nda harikalar yarattığı için Oscar'ı ertelemek zorunda kaldığını biliyor muydunuz?

Sıralı Tam Liste: Oscar 2015

20.01.15