Ezel Akay Sineması


Boğaziçi'nde aldığı mühendislik eğitimini beğenmeyip bi koşu Amerika'ya gidip tiyatro öğrenen (Villanova Uni.) 1961 İnebolu doğumlu Akay, ülkesine dönüp reklamcı oluyor. Bir süre reklam metin yazarlığı, reklam yönetmenliği, tiyatro oyunculuğu ve yönetmenliği yaptıktan sonra İFR (İstisnai Filmler ve Reklamlar) isimli prodüksiyon şirketine kurucu ortak oluyor ve böylece uğraşlarına bir de yapımcılığı ekliyor. İlk yapımcılığını üstlendiği film Derviş Zaim'in Tabutta Röveşata (1996)'sı oluyor. Perdede izlenebilecek ilk oyunculuk performansında ise yine Derviş Zaim'in Filler ve Çimen (2001) filminde CIA ajanını oynuyor.

Levent Kazak'ın ilk film senaryosu olan O Şimdi Asker (2003) çok beğenildiği için hemen bir sonraki proje için çalışmaya başlamış ve Neredesin Firuze (2004)'yi yazmış. Bu istisnai senaryoyu yönetecek kişi de Ezel Akay'dan başkası olamazmış zaten. Epey ilgi çekici bu film için efsanevi denebilecek bir oyuncu kadrosu ikna edilmiş ve o gün bugündür bu film dönemin en şaşaalı işlerinden biri olarak kabul edilir. Baş rollerinde Haluk Bilginer, Demet Akbağ ve Özcan Deniz gibi isimlerin yer aldığı filmde, Ragıp Savaş, Ruhi Sarı, Şebnem Dönmez, Cem Özer, Janset, Ata Demirer gibi irili ufaklı rollerle önemli isimler yer alıyor. Sırf kadrosu sayesinde bile gişe yapabilecek bu film, Türk Sinemasında birçok açıdan yenilikçi görülen senaryosu ve sanat yönetimiyle de çoğu kişinin bayıldığı bir film olmuştur. Böylece bir tür olarak Ezel Akay Sineması da literatüre girmiştir.

Birçok sinemaseverin sıradaki filmini beklediği bir yönetmen oluveren Ezop -kendisine yakıştırdığı ve filmlerinde kullandığı mahlas buydu, hikaye anlatıcı anlamında-, baş rolünde yine Haluk Bilginer ve eşlikçi olarak Beyazıt Öztürk'ün oynadığı Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? (2006) ile karşımıza çıktı. Ortaklı senaryosu yine Kazak Bey ve Akay'ın kendisi tarafından yazılan bir filmdi bu ve yine beyfendi yönetiminde harikalar yaratılmıştı. Bu film benim jenerasyonum pek çok kişinin üniversitede sinema okumasına, o kadar uçamayanları da iyi birer sinema izleyicisi olmasına vesiledir.


Kendisine de ufak bir rol verdiği bu filmi yine çok zengin bir kadroya sahiptir, hatta ekibin bir kısmı önceki filmde oynayanlardan oluşmaktadır: Ragıp Savaş, Şebnem Dönmez, Ayşen Gruda ve Güven Kıraç gibi isimler.. Önceki film ile ortak nokta araştırmasına girersek diğer bir özellik de, sinema perdesinde oynanan bir tiyatro oyunu havası vermesidir; karakterlerin karikatürlüğü, müzikleri, kostümler, renkler falan.. Hacivat ve Karagöz ikilisi Türk Anlatı Kültürünün en ikonik tipleriydi, bu ikili gibi bir isim daha vardı bu mecrada, Hürmüz!..

Senaryosunu bu kez Gürsel Korat'ın yazdığı yine efsane Türk Filmleri listesine girecek 7 Kocalı Hürmüz (2009)'de baş rol olarak Nurgül Yeşilçay'ı izliyoruz. Oyuncu seçimindeki başarısına diyecek bir şey arayıp arayıp bulamayacağımız bir yönetmen olup çıkıyor Ezop Efendi... Yine efsane bir kadro, Hürmüz'ün yedi kocası olarak, Sarp Apak, Mehmet Ali Alabora, Öner Erkan, Erkan Can, Cengiz Küçükayvaz, Cem Karakaya ve en az görünerek kendisini oynatıyor. Kocalar dışında Gülse Birsel ve tabii ki Haluk Bilginer öne çıkan isimler... Artık hatırlatmaya gerek olmayan Ezel Akay Sineması özellikleri, karakterler, müzikler, kostümler, renkler falan..


Bu iki filmden sonra bir dedikodu salınmadı mı piyasaya Anadolu Efsaneleri Üçlemesi olacak, Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? (2006) ve bu 7 Kocalı Hürmüz (2009)'den sonra bir masal daha beklemeye başladık mı biz takipçileri olarak, yıllar geçti hala gözümüz yollarda..

Biz yine efsane bi film gelecek derken, o gitti hapishane filmine ortak oldu, çok yönetmenli F Tipi Film (2012)'in C-2 kısmında yine kameranın hem arkasına hem karşısına geçti. Sorumluluk biliyor kendine böyle işleri, genel olarak siyasetin dışında ama neredeyse içinde çalışmaları, konuşmaları var. Bu film de, hücre sistemini getiren F Tipi cezaevlerini protesto için yapılmış. Fena film değil..

Kendisiyle tokalaştım bu arada. Balat'ta ortağı gazeteci Ersin Kalkan'la, mekanları Agora Meyhanesi'ne görüşmeye gitmiştik. Ersin Bey'e üzerinde çalıştığımız bir proje için fikir danışmaya, tecrübelerinden yararlanmaya gitmiştik. Kapıda Ezel Akay'a denk geldiğimde kısa bi heyecanlandım, hemen tokalaştım fırsatım varken. Gözleri falan ateş saçıyor beyfendinin, başka bi enerjisi var.. Ersin Bey'le tanıştık, konuştuk, sık geliriz biz artık bu mekana dedik, teşekkür ettik. Bir daha da gidemedim ben, arkadaşım Saygın gitmiş bi ara, mesaj attı hemen bil bakalım neredeyim diye.. Bana kısmet olmadı.. Çok heveslendiğimiz projemiz de yattı.. Zaten sonrasında Ersin Bey hapse girdi haberiyle de şokumuz şoklandı.


Bekledik, bekledik, bekledik... Bu filminden sonra kendisine sorulan "Bundan sonraki filminiz için bi on sene daha beklememiz gerekecek mi?" sorusuna, "Ben istemedim ki beklemeyi, çekmecemde 20 tane senaryo var, gerek televizyona, gerek sinemaya, gerek tiyatroya.. Hangisine ne şartlarda bir yapımcı bulunur diye bekliyorum" cevabını verdi. Son filmi 9 Kere Leyla (2020) sinema için hazırlanmış ama pandemi sebepli sinemalar kapanınca Netflix'in desteğiyle tamamlanıp internetten servis edilmiş bir film.. Çok özlemiştik ustamızı, hocamızı, beyfendimizi...

Bu, hiç alışık olmadığımız şekilde -diğer filmlerine kıyasla- dar kadrolu bir film ama yine de kim var, Haluk Bilginer var, Demet Akbağ var. Bu ikili belirlendikten sonra da kadroya genç ve güzel terapist rolüyle Elçin Sangu dahil olmuş. Bir de Alican Yücesoy ve Fırat Tanış var. Bütün kadro da neredeyse bundan ibaret... Kart horoz Adem'in çıtır terapist Nergis için karısı Leyla'dan kurtulma çabasının anlatıldığı filmde yine karakterler, müzikler, kostümler, renkler falan..

Ezel Akay Sinemasını çok özleyen bizleri asla tatmin etmeyecek kalibrede bir senaryoya sahip.. Bütçe olarak da diğer filmlerinin yanına yaklaşamayan bir film olduğu görülen 9 Kere Leyla (2020), beyfendinin filmografisinin en zayıf filmi olsa da havası yeter diyorum!. 

5 Ağustos 2012, güncelleme 5 Aralık 2020